Panel ve Konferanslar

2. Gazeteciler Konferansı sonuç bildirgesi

 

 

İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)  tarafından ortaklaşa düzenlenen 2. Türkiye Gazeteciler Konferansı 10 – 12 Ocak 2005 tarihleri arasında Galatasaray Üniversitesi’nde toplandı.

 

‘Demokratik, Bağımsız ve Saygın Medya’nın Hayata Geçirilmesi’ konusunda 4 oturum halinde yapılan konferansta şu ana başlıklar tartışıldı:

 

1-   Medyanın Önündeki Yasal Engeller

2-   Medya Siyaset İlişkisi ve Medyanın Mülkiyet Yapısı

3-   Medya Çalışanlarının Sorunları

4-   Medya Sektöründeki Eğitim ve İstihdam Politikaları

 

FİJ Genel Sekreteri, İletişim Fakülteleri dekanları, akademisyenler, gazetecilikle ilgili meslek örgütlerinin başkan ve temsilcileri, sendika başkanları ve temsilcileri, üniversitelerin öğretim üyeleri,  hukukçular, akademisyenler, uzmanlar, öğrencilerin katılımı ile yapılan toplantılarda medya dünyasının çeşitli sorunları tartışıldı.

Bu tartışmalarda ve yapılan çeşitli eleştirilerden sonra iyileştirme ve geliştirmeye ilişkin öneriler de geliştirildi.

 

 

‘Demokratik Bağımsız  Bir Medya’ ve ‘Demokratik Bağımsız Bir Türkiye’ için geliştirilen aşağıdaki önerilerin hayata geçirilmesi konusunda ısrarcı olunması kararlaştırıldı.

 

-         Gazetecilerin kendi mesleklerine sahip çıkması ve mesleğin etik kurallarının yeniden hayata geçirilmesi için çalışmaları gerekmektedir.

 

-         Türk hukuk sisteminde iletişim dünyasını düzenleyen çeşitli yasalar arasında dağınıklık ve farklılık bulunmaktadır. Bu farklılıkların giderilmesi ve yasal düzenlemelerde bütünsellik sağlanmalıdır.

 

 

-         Başta Anayasa olmak üzere Basın Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi çeşitli yasalarda yer alan,  halkın bilgi edinmesini, basın özgürlüğünü ve gerçekleri öğrenme hakkını kısıtlayan maddelerin kaldırılması gerekmektedir.

 

-         AB ile uyum yasaları çerçevesinde düzenlenen ancak eski yasal hükümlerin bile gerisinde hükümler içeren yeni Basın Kanunu ve 2005 yılında yürürlüğe girecek olan Yeni Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndaki, iletişim özgürlüğünü kısıtlayan ve gazetecilerin çalışma alanını daraltan maddeler biran önce değiştirilmelidir.

 

 

-         Öldürücü nitelikteki ve yayın özgürlüğünü tehdit eden ağır para cezaları kaldırılmalıdır.

 

-         Tüm dünya iletişim araçlarını denetleyen 10 büyük sermaye grubunun Türk medya sektöründe hakim hale gelme isteklerinin önüne geçilmelidir.

 

 

-         Medya siyaset ilişikisi kesinlikle gazetecilik etik değerleri çerçevesinde yürütülmeli, gazetecilik başka alanların ele geçirilmesinin bir aracı ve silahı olarak kullanılmamalıdır.

 

-         Medyanın mülkiyet yapısı, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin önüne geçecek yapılardan arındırılmalıdır.

 

-         Radyo ve TV’lerin frekans dağılımı biran önce yapılmalı ve Radyo Televizyon Üst Kurulu daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalı, iktidarın baskısı altına alınacak düzenlemelere imkan tanınmamalıdır.

 

 

-         Yerel medyanın güçlendirilmesi ve yerel yöneticilerin baskı ve keyfi uygulamalarından uzak tutulması için önlem alınmalıdır.

 

-         AB uyum süreci içinde medya sahipleri ve medya çalışanlarının AB uygulamaları konusunda bilgilendirilmeli ve AB müktesebatın medya ile ilgili bölümlerinin  yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.

 

-         Gazeteciler, 212 sayılı yasa ile değişik 5953  sayılı yasa çerçevesinde mutlaka fikir işçisi olarak çalıştırılmalı, sendikal örgütlenmelinin önündeki engeller ve uygulamadaki baskılar kaldırılmalıdır. Bu yasanın getirdiği haklar kesintisiz olarak uygulanmalıdır.

 

-         Haberciliğin can damarı olan muhabirlik mesleğinin eski saygın konumuna kavuşturulması ve muhabirlerin çalışma koşullarının düzeltilmesi, haklarının korunması sağlanmalıdır.

 

-         Türkiye’deki İletişim Fakültelerinin altyapısının geliştirilmesi ve daha nitelikli eğitim verecek hale getirilmelidir.

 

-         Uluslararası barışa katkı anlamında Türk medyasının Arap medyası ve Avrupa medyası arasında diyalog kapısı açacak girişimler ve tartışma platformu oluşturması için girişimler yapılması

 

 

-         Medya organlarında Türkçe’nin doğru kullanımına özel gösterilmeli ve Türkçe karşılığı olduğu zaman yabancı sözcüklerin kullanılmasından kaçınılmalıdır.